
Eylül, tam da tüm mahsul bitti derken, bahçemiz yine bizi boş göndermedi..
Kiraz ve Vişne hasadından sonra bahçemizde toplanabilecek birşeyin kalmadığını düşünürken yanılmışız. Çünkü baldan tatlı şeftalilerimizin, armut ve mürdüm eriklerimizin olduğunu farkettim. Açıkcası hazır kurulu bir bahçe satınalmanın hem avantajı hem de dezavantajı var. Dezavantajı kafanızda planladığınız gibi bir yerleşim yapamıyorsunuz, avantajı ise size meyve sunan yetişkin ağaçlarınız oluyor.

Eylül 2019 ortalarında, annemi alıp hazır Afyonkarahisar’ın soğuğu tam olarak gelmemişken bahçemize gidip bir bakalım dedim ve atladık yola düştük. Muşmulalarımız ve Ayvalarımız tam olmamıştı ama Mürdüm Erikleri, Elmalar, Şeftaliler ve Armutlar olmuştu. Hatta şeftaliler biraz fazla olmuştu. Bahçeciliğin acemisi olduğumuz ve İstanbul’lu olduğumuz için açgözlülük ettik. Ağaçlara saldırdık resmen. Şeftalileri büyük torbalara toplayıp doldurduk. Ama bir gün sonra daha dönüş yoluna çıkmadan, ezilenler olunca bir kısmını orada attık. Eve İstanbul’a gelince de bir yarısını attık, bir kısmını reçel yaptık. Bunu niye anlatıyorum. İnsan rızkından fazlasına sahip olamıyor. Ne kadar istersen iste sana kısmet olan belli bir miktar. Buradan iki sonuç çıkardık. Şeftalileri bu kadar olmadan önce toplamak lazım (Ağustos sonu gibi) ve asla büyük poşetlerde değil kasalarda taşımak lazım.

Bahçemizde henüz bir kanepe olmadığı için su ve elektrik sorunu çözülmediği için ve annemle gittiğim için bahçeme çok yakın bir otelde konakladık. Seneye ilk iş su sorununu ve elektrik problemini çözmek olacak. Bu ikisi yokken yaşamak gerçekten çok zor. Kısa haftasonu ziyaretimizde bahçemiz yine bizi eli boş göndermedi. Toprağa yapılan yatırım gerçekten çok değerli ve geçerli bir yatırım. Herkese tavsiye ederim.
Geçmişe yönelik bir yazı olduğu için kafamda toparlamam biraz zor oldu. Kısa bir yazı oldu. Gelecek yıl bloguma daha çok ve zamanında içerik üretirim umarım. Şimdilik kiraz tadında kalın..